huy
hiç gezmemiş birisinin içindeyim ben
hiç adım atmamış bir yere o insan ve hiç koparmamış topraktan bir ot
basmamış bile bir karıncaya belki de yuvalarına kum taşımış hatta
bütün seslerin içerisindeki bir hava boşluğu yüreği
odun taşır cehenneme yapılan iyilikler
öyle düşünür durur sessizce
şuradayım! işte tam şuradayım! sen bil ya da bilme!
ben tam şuradayım! tam şurada… sesimin gürleştiği yerdeyim
boynundan aşağı süzülen damla damla terin, göz yaşının arasındayım ben
ah o kokuyla beraber gelen zarafetin dehşetliği büyülüyor bugün de
bulamıyorum aradıklarımı ve ellerimden zıplıyor itaatkâr karıncalarım
şimdi bas basabildiğin kadar! ciğerlerim dolu katran ve zehirle
belki son kumunu bana taşırsın