basit durumlar

Mustafa Yılmaz
1 min readJan 23, 2022

şimdi bütün içtenliğimle sesleniyorum, bütün boğazım boydan boya yırtılırcasına sesleniyorum, basit hayallerin peşinde koşarken sesleniyorum, büyük yamaçların esintisindeyken sesleniyorum: neden bu yapaylık? balonların söndüğü bir şato daireden üşüyerek yazıyorum bunları, az önce bütün ciğerlerim balonların içine girdi, sonra kayboldu. yapaylıktan devam edelim.

kurguladığımız benliklerimizi olabildiğince sakinleştirmek adına dahi ne kadar çok yapay “şeye” maruz kalıyoruz, “şey’imizi” ne kadar da yapaylaştırdık. kayboluyorum artık, eriyorum, yapamıyorum bu kadar yalanın ve yapaylığın içerisinde. sanki asla kurtuluş gelmeyeceğini bile bile bir kapıda bekliyorum, yanıma aldığım sevgi tomurcuklarından başka hiçbir şeyim yok ve bekliyorum. ah o sevgi tomurcuklarım, ah o bağ bağ aşkım, ah o endamlı saçlarının kokusu, ah o ferah yüzlüm. ne kadar da gerçeksin bunca yapaylığın içerisinde. ne kadar da masumcuksun, ne kadar da tertemizsin, nasıl kaldın sen böyle eşsiz, ne kadar kutsal senin varlığın!

benden çaldılar, sizden çaldılar, ondan çaldılar, herkesten çalınarak inşa ettiler sistemlerini. elimde olsa her bir varlığımı, her bir zerremi tekrar insanlığa veririm fakat ne yazık ki bu yapaylıkla mücadele etmek zorundayım. ne yazık kı bu yapaylık içerisinde kalmak ve büyümek zorundayım, karnım çatlayıncaya kadar bu yalanları, yapaylıkları yemek zorundayım. zorundayım çünkü çalmadan da yapaylaşmadan da bir sistem inşa edileceğini göstermek zorundayım. göstermek zorundayım çünkü ben bu yapaylıktan etimle kemiğimle nefret ettim.

--

--

Mustafa Yılmaz

Kendi düşüncelerimi, yazılarımı, şiirlerimi ve deneyimlerimi paylaşıyorum.